Osmanlı Devletinde Ekonomik Gelişmeler ve Toplumsal Yapı

Osmanlı Devletinde Ekonomik Gelişmeler ve Toplumsal Yapı

1) Ekonomik Gelişmeler

Ticaret            

Osmanlı ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalı idi. Bu nedenle ekonomik gelişmeler tarım üzerinden ilerliyordu.  Tarım üretiminde tımar sistemi uygulanmaktaydı. Tımar sitemi saye-sinde topraklar boş kalmıyor ve üretimde devamlılık sağlanıyordu. Devlet üretimin sürekliliğini sağlamak için tedbirler alıyordu.

Üretilen malların tüketiciye ulaştırılması işine ticaret denir. Devletin kuruluş sırasında Bursa bir ticaret merkezi idi. Fatihten itibaren Türk ticareti gelişti. Karadeniz kıyıları önem kazandı. 16.yy. da İstanbul, Kahire, Edirne, Selanik, Halep, Kefe önemli ticaret merkezi haline geldi. İpek ve Baharat yollarıyla gelen mallar Türk tüccarları tarafından Avrupa ya ulaştırılıyordu,,.

Osmanlılarda ticaret faaliyetleri 2 türlü yapılırdı

Sanatkârların ürettikleri malları dükkânlarında satılması

Bir beldeden, beldeye veya ülkeden mal getirip- götürüp satan tacirlerin yaptığı faaliyetler.

Uzak yerlere ticari sefer yapanlara Hace veya Hacegan unvanları verilir. Tacirler niteliklerine göre 3 e ayrılır.

Sermayedar veya tacir-i mütemekkin.

Tacir-i Saffar

Örgütlenmiş olarak ticaret yapan kimselerdir.

Son iki grup ticaret girişimcileri olarak kabul edilir.

Başlıca Ticaret Yolları

Osmanlı Devleti doğrudan gelen ipek ve baharat yolları üzerinde bulunuyordu. Ticaret yolları ekonomik gelişmeler üzerinde direkt etkiliydi.

İstanbul-Halep, İstanbul-Diyarbakır ve İstanbul – Erzincan-Erzurum-Kars Önemli ticaret yollarıydı. Ticaret yolları üzerinde hanlar, kervansaraylar vardı.

Osmanlı Devleti ticareti geliştirmek ve korumak için çeşitli önlemler almış ve bir takım teşkilatlar kurmuştur. Bunlar ekonomik gelişmeler arasında yer alır.

Bunlar;

Güvenlik derbentçiler tarafından sağlanıyordu.

Ticaret merkezleri arasında posta ve haberleşme işlerini Menzil Teşkilatı sağlıyordu.

Esnaf kurallar içinde taşımacılığı meslek edinen grup ise Mekkari Taifesi olarak adlandırılırdı. Tüccarın malları taşınırken sözleşme yapılırdı.

Devletin başlıca gelir kaynakları;

1-Halktan Alınan Vergiler

A- Şer’i vergiler:

Öşür, haraç(gayri Müslim den),

Cizye (Gayri Müslim reislerinden alınan baş vergisi)

Zekat.

B- Örfî vergiler: Padişahın iradesiyle konulan vergilerdir. Bu vergilere Raiyet Rüsumu denir.

Çift Resmi: Tarım üreticisinin toprağından alınırdı.

Niyabet Rüsumu: Yöneticilerin yönetim sırasında Reayadan aldığı vergilerdir. Suçlulardan alınan cerimede bu

(guruba girer. Bu,gruba ayrıca bad-ı hava da denir.

Bâçlar ve gümrük resimleri: Ticâret erbabından – alınan vergilerdir.

C- Avarız vergileri:

olağanüstü hallerde, özellikle de savaş giderlerini karşılamak için, padişahın emri ile halkın doğrudan ödemeye mecbur olduğu vergilerdir. Bu vergilere tekalif-i örfiye de denir.

Maden, tuzla ve ormanlardan alınan vergiler.

Savaşlarda elde edilen ganimetlerin 5 te biri.(humus-u şeri)

Bağlı Hükümetlerin ödedikleri yıllık gelirler.

Sağlanan gelirlerden kapıkulu askerlerinin ulemanın maaşları ödenir, saray masrafları karşılanır ve bayındırlık işlerine harcanırdı. Vergilerin bir kısmı doğrudan merkeze intikal edilirdi. Bir kısmı da toplandığı yerin giderleri için harcanırdı. (Kültürel, vakıf,.. vb) Kuruluş ve yükselme döneminde gelirler fazla giderler azdı. Zamanla bu denge bozulmaya başladı.

Kamu ekonomisinin göstergesi 2 yönlüdür.

Hâzine’ye intikal eden gelirle, hâzine nin yaptığı harcamalar arasındaki dengeler ekonomik gelişmeler konusunu etkiler.

Hazine dışı bırakılan, gelirle görülen hizmetler arasındaki ilişkiler.

Göstergeler olumlu ise ekonomi iyi, olumsuz ise ekonomide sorunlar vardır.

Osmanlılarda Para ve Fiyat Hareketleri

Osmanlılarda paralara Sikke, Akçe gibi isimler veriliyordu.

Sikke: Yassı yuvarlak Madeni para.

Akçe: Gümüşten olan para, Altından olana Sikke-i Hasene veya Kırmızı denir.

Sikkei Hümayun: Padişahın emri ile piyasa çıkarılan paradır. Bunların yanında yabancı altın ve gümüş paralarda bulunuyordu.

Osmanlı para sisteminde; Akçe, para, guruş, altun  kullanılmaktaydı. Ölçü olarak akçe kullanılıyordu.

Buna göre;

l Altun=60 Akçe, l Guruş=40 Akçe, l para=4 Akçe

ayarında idi.

18. yy ise guruş ve altın kullanılmaya başlandı. Muhasebede ise para kullanıldı. 1839 da ilk defa Kaimei Nakdiyei Mutebere adıyla Kağıt para çıkarıldı. (Bono olarak düşünülmüş, fakat başarı elde edilememiştir.)

1844 de Osmanlı parası Avrupa paralarına uyduruldu. Darphane para basına konusunda yetkili kılındı. Para sisteminde 20 guruş değerinde mecidiye adıyla yeni bir para çıkarıldı. 100 guruş 1 Osmanlı lirası olarak belirlendi. Temel para birimi guruş ve mecidiye oldu.

16.yy m sonlarından itibaren ekonomideki durgunluk fiyat artışlarına sebep oldu. Bunun sonucu olarak hailem satın alına gücü düştü. (Enflasyon)

Dünyanın Değişen Şartlan Karşısında Osmanlı Ekonomisi

18-19 yy. da ki Sanayi inkılâbı ve sömürgecilik dünya ekonomisinde değişikliklere neden oldu. Bu durum Osmanlı Devletini de olumsuz yönde etkiledi.

Ticari Emtia

a- İç ticaret için arz- talep göz ününde bulundurulurdu. Üretim ona göre yapılırdı.

b- Bazı malların üretimi fazla yapılırdı.

Bunlar ihraç edilirdi. Buğday, pamuk, balmumu, gibi bazı mallarda ithal edilirdi. Kadife, ayna, saat gibi.

TOPLUM YAPISI

Osmanlı anlayışına göre; adalet devlet, şeriat, hükümranlık, ordu, servet ve halk toplum yapısının temel dayanaklarını teşkil eder. Buna daire-i devlet denir. Osmanlı Devletinde toplum, yönetenler(askeri) ve yönetilenler (Reaya) Fermank üzere ikiye ayrılır.

a- Yönetenler (Askeri)

Yönetenlerin başında saray ve padişah gelmektedir. Bunların dışında kalanlar aldıkları eğitim ve gördükleri işlere göre 3 gruba ayrılırdı.

l-Seyfıye(Ehl-i Örf): Osmanlı toplumunda askeri sınıfı temsil etmektedir. Kapıkulu ve Tımar sistemi içinde yetişen ve görev yapanlardır. Vezirler, Beylerbeyleri, Sancakbeyleri, Kapıkulu ve Tımar sipahileri bu sınıftandır

2)İlmiye (Ehl-i Şer): Din, adalet ve eğitim işi ile uğraşan­lar ve bilginler bu sınıftandı. Eğitimi medresede alırlar. Diğer sınıflara geçebilirlerdi. Kadılar maaş almazlardı. İlmiyenin önemli görevleri arasında fetva, eğitim ve adalet vardı.

3) Kalemiye(Ehl-i Kalem): Nişancı, Defterdar… vb bu sınıftandı. Devlet dairesindeki memurlar ve bürokratlar bu sınıfa mensupturlar.

b- Yönetilenler(Reaya): Reaya yönetilenler anlamına gelmektedir.

Reaya ile askeri arasındaki tek belirleyici fark, Reayanın vergi vermesi, askerinin ise vergi vermemesi idi. Bununla beraber askeri sınıf orduya asker yetiştirmek ile yükümlü idi.

Osmanlı Devletinde yönetilenler dini yönünden; Müslümanlar, Museviler, Yahudiler.

Etnik yönden ise;

Türkler, Araplar, Slavlar, Rumlar, Arnavutlar, Romenler ve Yahudilerden oluşmaktaydı.

GÜNLÜK YAŞAM

VAKIF SİSTEMİ

Vakıf; hayır için ayrılan mallara vakıf denir. (Bir Müslümanların , mal varlığının bir bölümünü, her hangi bir hayır işi için bağışlanmasına denir.)

Vakıf, İslami bir kurumdur.

Osmanlı Devletinde, eğitim, sağlık ve bayındırlık işleri vakıflara bırakılmıştır.

Vakıflar, devlet tarafından korunur ve gözetlenirdi. Vakıflardan vergi alınmaz, daha iyi işlemesi için devlet tarafından denetlenirdi.

16 ncı yüzyıldan itibaren vakıflar bu özelliğini kaybetmeye başladılar.

Mahmut zamanında vakıflara çeki-düzen verildi. 1836’da Evkaf Nezareti kuruldu. Bütün vakıf işleri bu bakanlığa bağlandı.

Bazı şehirlerde belediyelerin kurulması ile birlikte vakıf işlerinin bir kısmı belediyelere bırakılmıştır.