Arayış Yılları, 17. Yüzyılda Avrupa, Asya ve Osmanlı Devletinin Durumu

Arayış Yılları, 17. Yüzyılda Avrupa, Asya ve Osmanlı Devletinin Durumu

Arayış Yılları (1600-1700)

I. Konu: XVII. YÜZYILDA ASYA VE AVRUPA

1- XVII YÜZYILDA AVRUPA, ASYA VE OSMANLI DEVLETİNİN DURUMU

a- Avrupa’nın Genel Durumu

Arayış yılları içerisinde Avrupa’da hakim yönetim şekli mutlakiyetçiliktir. (Mutlak Monarşi) Bu yüzyıldaki mutlakiyetçilik yönetimine absolitizın adı da verilmektedir.

İngiltere ve Fransa’da krallar güçlerine güç kattılar. Coğrafi Keşifler sonucu Avrupa Devletleri zenginleşti. Avrupa devletleri bu yüzyılda sömürgecilik yarışına girdiler. Baharat yoluna Alternatif yollar arayışına yöneldiler. Uzak Doğu, Hindistan ve Atlas Okyanusu kıyısındaki limanlar önem kazandı.

Zamanla ispanya ve Portekiz denizlerde güç yitirmeye başladı. Fransa ve İngiltere denizlerde ön plana çıkmaya başladılar.

17. yüzyılda yani arayış yılları içerisinde Mutlakıyet yönetiminin en ileri seviyede uygulandığı ülke Fransa olmuştur. Otuz Yıl Savaşları (1618— 1648)’nda Almanya’yı yenen Fransa 1659’da İspanyaya üstünlüğünü kabul ettirdi.

Mutlakıyetçi yönetimi Fransızlar 17. yüzyılda kurdular. Kral gücünü Tanrı’dan aldığına inanırdı. Kral tüm insanlardan alırdı. Bu devletin temelleri 15 ve 16 yüzyılda bürokrasinin kurulmasıyla gerçekleştirildi. 17. yüzyılda Mutlakıyetçi devletler Avrupa’nın tamamında kuruldu… Avrupa’da yeni dengeler kuruldu. İttifaklar yapıldı… Arayış yılları, Avrupa için genel olarak böyleydi.

b- İngiltere’de Demokrasi Hareketleri

İngiltere’de demokrasinin ilk adımını Magna Carta (Büyük Şart)” ile başlamıştır (1215). Kral John ile asiller arasında yapılan bu antlaşmaya göre;

  • Yasalar kraldan üstündür.
  • Kral, Kanun ve geleneklere bağlı kalacaktır, kralın yanında, halkın seçtiği kişilerden oluşan bir

meclis (parlamento) bulunacaktır.

  • Meclis kararı olmadıkça halktan vergi alınmayacaktır…

İngiltere’de parlamentonun kurulmasıyla halk geniş özgürlüklere sahip oldu. Bu parlamento 17. yüzyıla kadar devam etti.

I. Carls, 1629 da parlamentoyu dağıttı. Bunun üzerine halk isyanı başladı. İsyan sonucunda kral öldürüldü.

Ayaklanmayı. yöneten Kromvel 1649’da Cumhuriyeti ilan etti ise de daha sonra parlamentoyu dağıttı.

İkinci Ayaklanma 1688’de oldu. Bu Ayaklanma sonunda III. VilyamKral oldu. Böylece, İngiltere’de “Meşruti Krallık” kuruldu. Kral İnsan Hakları Bildirisini kabul etti. (1689) Buna göre;

Parlamentonun onayı olmadan yasalar yürürlükten kalkınmayacak, seçimler serbest şekilde yapılacak, vergiler keyfi toplanmayacaktı… İngiltere’de arayış yılları genel olarak bu şekilde geçti.

c- Asya’nın Genel Durumu

Arayış yılları içinde Asya’nın genel durumuna bakıldığında; Altın Orda Devletinin Yıkılması sonucu Karadeniz’in Kuzeyindeki gelişmeler meydana gelmiştir.

Kırım Hanlığı (1441-1783)

Batu Han’ın kardeşi Tuğa-Timur soyundan gelen Hacı Giray tarafından kuruldu. Başkenti Kırımdaki Bahçesaray dır. Hacı Giray Moskova Rus Prensliğini vergiye bağladı. Hacı Giray sonrası taht kavgaları başladı ve Nur-devlet tahta geçti. Menğli Giray tahta geçti. (1467). Altın orda Devletine son verdi. Kırım bu dönemde önemli bir ticaret merkezidir. (Venedik- Ceneviz)

1475 de Gedik Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması Kırıma sefere çıktı. Venediklileri ve Cenevizlileri Kırımdan çıkardı. Menğli Giray Osmanlıların himayesine girdi. Kırım Osmanlıların bir eyaleti oldu.

1683 de II. Viyana kuşatmasında Osmanlılara yardımda ağır davrandılar, (ihanet edercesine)

1736 da Ruslar Kırımı istila ettiler. 1774 de K.Kaynarca antlaşmasıyla Kırım Bağımsız devlet haline geldi ve Osmanlıların hâkimiyeti altından çıktı.

1784 de Ruslar tarafından işgal edildi. Kırımlılar yurtlarından sürüldü.

I. Dünya Savaşında Kırım Devleti kuruldu. Ruslar bu devlete son verdiler. II. Dünya Savaşında ise Kırımlıların bir kısmı Sibirya’ya sürüldü.

Ejderhan Hanlığı

Kasım Han (Batu Hanın soyundan) tarafından kurulan ve merkezi Astrahan olan bir hanlıktır. (Astrahan ticaret yolları üzerinde önemli bir merkezdir.)

1557 de Ruslar bu hanlığa son verdiler, itil boyları Rusların eline geçti.

Osmanlılar, İtil (Volga)-Don nehri arasında bir kanal açmaya çalıştılar(1569). Fakat Kırım Hanlarının tutumu yüzünden başarılı olamadılar. Kanalın açılına amacı ise; (Sokullu Mehmet Paşa – 2/3’’ü açılmıştır.)

  • Doğudaki Safevi sorununu çözmek.
  • Rusların ilerleyişini engellemek.
  • Orta Asya’daki Türklerle irtibatı sağlamaktır.

Kazan Hanlığı (1437-1552)

Bu günkü Tataristan, Başkurdistan ve Çuvaşistanı içine alan bölgede kuruldu.

Toktamış’ın oğlu Uluğ Muhammed Han tarafından kuruldu. (1437) Merkezi Kazan şehridir.

Kıpçak Türklerinin Moğollarla kaynaşması sonucu Kazan Türkleri ortaya çıktı. Uluğ Muhammed Han Rusları yenilgiye uğrattı ve vergiye bağladı. Oğlu Mahmut zamanında Rus baskısı arttı. Taht kavgaları başladı. Muhammed Emin Rusların yardımıyla Han oldu. (1487)

Rus saldırıları uzu süre devam etti. Sonunda 1552 de Rus Çarı IV. İvan Kazana girdi. IV. îvan Kazanda katliama girişti. Kazan Türkleri bu bölgeden sürüldü. Buraya Rusları yerleştirdi. Bugün bu bölgede Türkler mevcuttur.

Kasım Hanlığı (1445-1481)

Uluğ Muhammed Hanın Oğlu Kasım Han tarafından kurulmuştur.

Merkezi; Kasım şehridir.

Hanlığın kuruluş amacı; Rusları kontrol etmektir. Fakat hanlık kısa sürede Rusların etkisinde kaldı. Rusların yerine Türkleri kontrol etmeye ve Rusların ileri karakolu oldu.

Hanlık Rusların denetimi altında 1681 e kadar devam ettirdi.

Hanlığın son dönemleri ise; halkı Hıristiyanlaştırmak ve Ruslaştırmakla geçti.

Kücüm (Sibir-Sibirya) Hanlığı

Kücüm Han tarafından kuruldu.(1563) Kücüm Han Ruslarla mücadele etti, ülkesini İslâmlaştırdı. 1579 da Ruslar bu bölgeye girmeye başladı. 1581 den itibaren Ruslar saldırıya geçtiler. Kücüm Han 1584 de Rusları yenilgiye uğrattı.

Rusları Sibirya’dan çıkardı. Kücüm Han 1598 de Ruslarla yaptığı savaşı kaybetti ve öldü. Böylece Rusların önünde ciddi bir güç kalmadı.

Ruslar arayış yılları içinde, 1601-1683 e kadar Sibirya’nın tamamını ele geçirdiler. 1628 de Türk Kazakları, 1648 Buryatları ve Tunguzları itaat altına aldılar. 1632 de Yakutların ülkesini işgal ettiler. Rusların Orta Asya da ilerleyişini Çinliler önledi.

Rusların bu bölgede kolayca ilerlemelerinin sebepleri;

  1. Topraklarda az sayıda Türk kavimlerinin Fermansı.
  2. Türklerin dağınık Fermanları
  3. Türklerin birbirleri ile irtibatlarının olmaması(kopuk Fermanları)
  4. Medeni seviye bakımından çok geri Fermanları.

Nogay Hanlığı (16-18. yy.)

Hanlık adını Altınorda Devleti komutanlarından olan Nogay (1259-1299) dan almıştır.Hanhum esas unsuru Kıpçak Türkleridir. Altınorda Devleti yıkıldıktan sonra çıkmıştır.

Hanlık îtil’den İrtişe ve Hazar Denizinden Aral Gölüne kadar olan sahada kurulmuştu. (Aşağı-yukarı bugünkü Kazakistan)

Merkezi Ural(Yayık) nehri üzerindeki Saraycıktır.

Ejder Han ve Kazan Hanlığı yıkıldıktan sonra Rusların baskısıyla Büyük ve Küçük Nogaylar Fermanı üzere ikiye ayrıldılar. Bir ara Kırım Hanlığına bağlı olarak kaldılar.

Rusların saldırıları sonucu dağıldılar ve göç etmek zorunda kaldılar. (1777) Önemli bir kısmı Türkiye’ye (Eskişehir’e), bir kısmı da Kuzey Kafkasya’ya göç etmek zorunda kalmışlardır.

Türkistan, Hindistan ve İran da ki Gelişmeler

a-Şeybaniler(1428-1598)

Batı Türkistan da hüküm sürmüş bir Türk hanedanıdır. Hanedanın kurucuları Altınorda devletinin kurucusu Batu Han Kardeşi Şeybanın soyundan gelen Ebul Hayr dır.

Ebul Hayr Han, Altın orda Hanlarından Özbek Hana mensup olduklarından Özbekler denilen Türk boyunun başına geçti ve 1428 de han ilan edildi. Ebul Hayr Han Harezmî ele geçirdi. Özkende kadar bütün Seyhun boylarını ele geçirdi. (1447)

Seybaniler 1456 da Karmuklara yenildi ve zayıfladılar. Özbeklerin bir kısmı Hindistan a çekildi. Kırgızlarla karışarak Kazaklar denen topluluğun ortaya çıkmasını sağladılar.

Ebul Hayr Han 1468 de öldü. Oğlu Şah budak zamanında Türkistan önemli bir merkez Fermanıtan çıktı.

Şeybaniler bu dönemde Kazakların ve Timurluların (H.Baykara zamanı) hâkimiyeti altına girdiler.

Şeybaniler, Muhammed Şeybani Han zamanında yeniden güçlendiler. Timurların arasındaki anlaşmazlıklardan yararlanarak Maveraunnehiri aldılar.

Babür Şahı Semerkant tan çıkardı. Taşkenti ve Harezmî ele geçirdi. 1506-1507 de Belh ve Herat şehrini aldı. 1510 da Sefevilerden Şah İsmail’e yenildi. Ve öldürüldü. Devlet sarsıldı.

Bu dönemden sonra Şeybani ve Safevi mücadelesi başladı. Şeybaniler tekrar Horasan ve Maveraunnehiri ele geçirdiler. Bu dönemde Semerkant başkent idi.

Seybaniler İskender Han (1561-1583) ve II. Abdullah zamanında tekrar güçlendiler.

En güçlü dönemini II. Abdullah Han zamanında yaşadı.

II. Abdullah Han Hindistan hükümdarı Ekber ile siyasi-ticari münasebetler kurdu.

1597 de Safevi Şahı Şah Abbas Şeybanileri yenilgiye uğrattı ve devlet parçalanmaya başladı. Horasan Safevilerin, Taşkent Kırgızların eline geçti. Son Han Abdül Mümin 1598’de öldü. Erkek çocuğu Fermandığı için Şeybaniler fiilen sona erdi.

Hindistan Türk Sultanlıkları ve Babürlüler

Delhi Türk Sultanlığı

Babürlüler

Devletin kurucusu Timur soyundan gelen Babür dür. Özbeklerin baskısı sonucu Hindistan’a yönelen Babür Delhi ve Ağra şehirlerini alarak büyük bir devlet kurdu (1526) Babür bilime, edebiyata önem vermiştir. Devrinde Ali Şiir Nevai gibi şairleri yetişti. Ali Şir Nevai, Türkçenin Farsçadan üstün olduğunu göstermek amacıyla Muhakemat El Lugateyn adlı eseri yazmıştır. Ayrıca Ali Şir Nevai doğu Türkçesi ile eser yazan en büyük şair olarak kabul edilmektedir.

Babür Şah 1530 da öldü. Yerine geçen oğulları zamanında devletin sınırları genişlemeye devam etti.

Babür Şah, Babür name adlı eseri yazmıştır. Bu eser otobiyoğrofık bir eser olup seyahat ve hatıraları içermektedir. Türkçe yazılmıştır.

Devlet en parlak dönemini Cihan Şah zamanında yaşadı. (1627-1658 ) Şah Cihan zamanında Safevilerle mücadele etti. Osmanlılarla Safevilere karşı iş birliği yapmak istedi. Fakat sonuç alamadı.

Cihan Şah Taç Mahalı inşa ettirdi (eşi adına) Bu eser dünyanın yedi harikası olarak kabul edilmektedir.

Babürlüler Devleti 1858 e kadar devam etti. İngilizlerin Hindistan’a girmeleri ile gücünü yitiren devlet Hindistan la birlikte İngiltere’ye bağlandı.

Özbekler ve Özbek Hanlıkları

Hive Hanlığı (1512-1783)

Buhara Hanlığı (1599-1920) Hokand Hanlığı (1710-1876)

Kazan Hanlığı ve Yüzler(Cüzler)

Sayan-Altay Türkleri ve Kırgızlar

Sayan-Altay Türkleri

Kırgızlar

840 da Uygurları Yıktıktan sonra kendi devletlerini kurdular. 12.yy da Bugünkü Kırgızistan’a geldiler.

1207 de Moğol Hâkimiyetini tanıdılar.(İlk Türk Topluluğu)

Kırgızların ünlü destanı INANAS tır. Karmuklarla mücadelelerini anlatır.

19.yy başlarına kadar Hokand hanlığına bağlı olarak kaldılar.

1865 de Rusların Hâkimiyeti altına girdiler.

1916 da Ruslara karşı ayaklandılar. 1917 de Rusya Fed, Bağlı özerk bir bölge oldular.

1936 da Sovyet Rusya bağlı bir cumhuriyet oldu.

1991 de Bağımsızlıklarını ilan ettiler.

Yaka Türkmenleri (Türkmenistan)

Oğuz boyundan olan Türkmenler Moğollar, Timurlar gibi devletlerin ve Buhara, Hive hanlarının yönetimi altında yaşadılar.

1860-1884 de kendi devletlerini kurdular. 1884’de Ruslar, Türkmenistan’ı işgal ettiler.

1916-1917 de Ruslara karşı ayaklandılar.

Türkmenistan, 1924 S.Birliği’ne bağlı bir Cumhuriyet oldu.

22 Ekim 1991 de bağımsızlığını ilan etti.

Doğu Türkistan(Kaşgar Hanlığı)

Kaşgar

Yarkent

Aksu

Azerbaycan Hanlıkları

c- Osmanlı Devetinin Genel Durumu

XVII. Yüzyılda;

Balkanlar

Polonyanın

Güneyi Kafkasya

Kuzey Afrika

Habeşistan

Osmanlı Devletinin denetiminde idi. Sınırları bu kadar genişlemiş olan Osmanlı Devletinde birçok iç ve dış sorun ortaya çıkınaya başlamıştı.

XVII. yüzyılda Ayaklanmalarda ki en önemli sebep merkezi otoritenin zayıflaması olmuştur. Merkezi otoritenin zayıflamasının en önemli nedeni ise veraset sistemindeki değişimdir.

I. Ahmet ile beraber uygulanan Ekber ve Erşet Sistemi ile taht kavgaları engellenmek istenmiştir.

Bununla beraber bu dönemde şehzadelerin sancaklara çıkına usulü ortadan kaldırılmıştır. Bu uygulama ile şehzadeler yaşamlarını sarayda geçirmeye başlamış olup devlet sistemini öğrenmeden ve tanımadan tecrübesiz bir şekilde tahta çıkıyorlardı. Bu durum ise padişahların devlet yönetimde otoritesini sağlamakta zorlanıyorlardı.

Sarayda, kadınlar ve diğer devlet görevlilerinin etkisinde kalan padişahlar devleti yönetmede sıkıntı yaşıyorlardı.